X
Kaynak

Sizi tanımadığımız halde yıllardır tanıyormuşuz gibi sevmemizin hikmeti nedir ?
Genişlet
Tarih: 27 Ağustos 2015
Kategori: İman
2,641 Kez İzlendi
5 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
Sizi tanımadığımız halde yıllardır tanıyormuşuz gibi sevmemizin hikmeti nedir ?
Cevap
+Büyüt-Küçült

            

Her ne olursa olsun, hangi soru olursa olsun kardeşlerimiz soru sorarken de bunu inşallah böyle bulacaklardır. O konuda Allah ve resulünün ne söylediğine bakmamız gerekir.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz sahabeye buyurur; “dünyaya gelmeden önce elest meclisinde[1] tanışanlar, birbirini sevenler, sevişenler (kelimeyi böyle kullandı) dünyaya geldikten sonra da birbirilerini gördüklerinde bulduklarında aynı şekilde birbirileriyle anlaşırlar ve sevişirler, birbirlerini severler.” [2] Orda eğer öyle bir yakınlık olmamışsa dünyaya geldiklerinde tanışsalar bile hatta aynı evin içinde olsalar bile bir türlü birbirilerini sevemezler, birbirleriyle anlaşamazlar. Muhabbet önce elest meclisinde başlar.

Dünyaya gelmeden Allah’ın huzurunda bir hayat yaşamışız. Allah’ın; “ben sizin rabbiniz değil miyim” hitabına “kalu bela şehitna” [3] diye karşılık vermiş, Allah ile beraber olmuştuk. Onu sevmiştik, o aşk ile sema etmiştik. İnsan dünyaya geldikten sonra da aslında Allah’ı unutmaz ve hep onu arar. O aşkı, o muhabbeti, o güzelliği ve o huzuru arar.

Arayan mutlaka bulur. Yeter ki doğru yerde arasın…  O aşkı, muhabbeti, o yakınlığı yine tadar ve mutlaka rabbini bulur. Bunun için emek sarf etmesi, çaba ve gayret sarf edip samimi olması gerekir ki yolda yürüyebilsin.  Kişinin boş kuruntuya vesveseye kapılmadan rabbini bilip bulması gerekir. İnşallah hep beraber buluruz.



[1] Bezm-i Elest:Farsça’daki “sohbet meclisi” anlamına gelen bezm sözcüğüyle Arapça’da “ben değil miyim” anlamındaki çekimli bir fiil olan elestü’den oluşan bezm-i elest terkibi Hakkın ruhları bir araya toplayarak “Ben sizin Rabbiniz değil miyim” hitabının yaptığı ve ruhların da “belâ / evet” diye cevap verdikleri meclis anlamında kullanılmaktadır.
[2] Buhârî, Enbiya 2; Müslim, Birr 159, (2638); Ebû Dâvud, Edeb 19, (4834)
[3] Araf /172

Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015