X
Kaynak

İnsan nedir, bütün kainatın hz. İnsana hizmet etmesinin nedeni nedir?
Genişlet
Tarih: 15 Ekim 2015
Kategori: İman
1,833 Kez İzlendi
1 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
İnsan nedir, bütün kainatın hz. İnsana hizmet etmesinin nedeni nedir?
Sorunun Orijinali
İNSAN NEDİR, BÜTÜN KÂİNATIN HZ. İNSANA HİZMET ETMESİNİN NEDENİ NEDİR?
Cevap
+Büyüt-Küçült

Hangi soru olursa olsun Allah ve resulünün o konuda ne söylediğine bakmamız gerekir. İnsan nedir sorusuna Allah’ın verdiği cevap nedir? -İnsan; Allah’ın yeryüzündeki halifesidir, bütün melekleri secde ettirdiği varlıktır. Yerde, gökte ne varsa Allah hepsini insanın hizmetine vermiştir.[1]Allah ayeti kerimede; “insanı en güzel surette yarattık”[2] buyurur.

İnsan neden bu kadar kıymetli,  bu kadar değerlidir ve Allah neden bu şerefi ona bahşetmiştir?

İnsan, Allah’a ayna olduğu için bu kadar kıymetli ve değerlidir. Yaratılan bütün varlık, bütün mahlûkat içinde Allah’ın tecellisini, isimlerini ve güzelliğini kendi üzerinde kâmil manada gösteren bir tek varlık vardır o da insandır. Onun için bütün varlık insanın hizmetinde ve insana secdededir. Aslında insana secdede değil, Allah’ın tecellisine, nefhettiği ruha, Allah’ın halifesine secdededir.

Eğer biri Allah’ın vahyini kabul etmemiş ve dinlememişse Allah o kimseye; “hayvanlar, hayvandan daha aşağı olanlar”[3]kel enam; yani davar gibiler dedi. Meleklerin secde ettiği varlık bu değildir. Bu, kendini ve insanlığını kaybettiğinden dolayı hayvan gibi olmuş bir varlıktır.

Allah ayeti kerimede; Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya’budûn:[4]“ben cinleri ve insanları bana âbd olsunlar diye yarattım” buyurur. Eğer bir insan kendini bilir, kendini tanır, rabbini bilir ve rabbini tanırsa, Allah’a halife olmak, ayna olmak ve Allah’ın muradını üzerinde gerçekleştirmek için çaba ve gayret sarf ederse, Allah’ın isimlerini, güzelliğini kendi üzerinde gösterirse, bunu yaparken kendini kendine ait değil de kendini Allah’a ait bir ayna olarak görürse melekler ve bütün varlık onun için secdede ve hizmette olur. Bu, Allah’ın muradıdır.

Bununla beraber Allah’ın nefhettiği ruh bir tek insanda vardır, cinlerde yoktur. Onlar da kullukla mükelleftir; ama insanlara secdededir. Onlara da secde emri vardır. İblis de aynı şekilde cinlerdendi ve o da secde etti.

Allah kendini sever, kendini sevip mahlûkatı ve insanı yaratır. Onun için bütün varlık insana hizmettedir. Allah’ın muradı; insan üzerinde kendi güzelliğini, el Esmau’l Husna’sını seyretmektir, görmektir.

Kul, Allah’ın isimleri ve iman ile Allah’ın güzelliğini, el Esmau’l Husna’sını üzerinde ne kadar gösterirse, ne kadar Hz. İnsan olur, Allah’a ayna olursa o kadar da Allah’a yakın olur, sevgili olur; çünkü Allah insan üzerinden kendini, kendi güzelliğini ve esmasını sever. Allah’a yakınlık da dostluk da bununladır, Allah’ın sevgisi de buna göredir. Bu yüzden insan, bütün mahlûkatın eşrefi mahlûkatı; yani en şereflisidir. Bu şerefi Allah ona bahşetmiştir. Kul bu şerefi toprak olan tarafından değil etinden, kemiğinden, konuşmasından, görmesinden, işitmesinden, bilmesinden ve irade etmesinden değil Allah’tan alır. Allah’ın kendisine nefhettiği ruhundan alır. Allah ayeti kerimede meleklere; “ona ruhumdan nefhettiğimde hepiniz (toptan) hep beraber ona secde edin”[5] buyurur. Ruhumdan nefhettiğimde! İşte insan bu ruhu taşır, bu ruh bir emanettir.

Peki, Allah’ın kulundan istediği nedir?

Allah’ın nefhettiği ruh olmaktır, o güzelliği bütünüyle üzerinde göstermektir, Allah’ın saf güzelliği olmaktır, saf aşk ve muhabbet olmaktır; çünkü Allah’ın nefhettiği bu ruh aşktan ve muhabbettendir. Onun için sever ve sevilmeyi hak eder; ama insan onun üstünü örtünce ya da onu unutup gaflete düşünce kendini unutmuş olur. İnsan kendini unutunca rabbini de unutur.

İnsan, Allah’ın nefhettiği ruhtan dolayı Allah’a halifedir. İnsan, Allah’ı temsil ettiğinden dolayı, Allah’ın isimlerini, güzelliğini üzerinde gösterdiğinden, Allah’a ayna olduğundan dolayı bütün varlığın, mahlûkatın en şereflisi konumundadır. İnsan şerefini Allah’tan alır. Bu tecelliyi en kâmil manada taşıyan varlık insandır. Allah, Pir Hazretlerine; “varlığı yarattım insanı taşısın diye, insanı yarattım beni taşısın diye” buyurdu. Bütün varlık insan için hizmettedir, insan da Allah için hizmette olmalıdır. Rabbini ve rabbinin nefhettiği o ruhu, emaneti taşıyıp üzerinde göstermelidir. Eğer bunu anlamazsak insanı bir avuç toprağa kurban ederiz. İnsana bakarken mevkisine, malına göre hüküm verir, kıymet, değer veririz. Bu durumda da Allah’a ters düşer, rabbimizi anlayamayız ve Allah’ın nazarıyla nazar edemeyiz. Allah’ın nazarıyla nazar etmeyenler yanılır, haddini aşar; çünkü bakarken “ben doğru görüyorum” der ve Allah’ın doğrusuna da yanlış demiş olur. Eğer Allah, Hz. Âdem ile iblisin kıssasını anlatıyorsa bizim bundan ders almamızı istiyor demektir.

Peki, almamız gereken ders nedir?

Allah ayeti kerimede; “ben ona ruhumdan nefhettiğimde hepiniz ona secde edin”[6] buyurur. Bütün melekler secde eder; ama iblis secde etmez ve der ki; “beni ateşten onu çamurdan yarattın.”[7] Oysaki Allah özellikle; “ben ona ruhumdan nefhettiğimde secde et” demişti. İblis Allah’ın nefhettiği ruhu yok saydı, işitmemiş gibi saydı. “Onu çamurdan beni ateşten yaratmışsın, ben ondan daha hayırlıyım” dedi.

İnsan da eğer bir başkasına bakarken Allah’ın ona nefhettiği ruhu yok sayar, görmezden gelir, onu etten kemikten bir varlık olarak görür, malıyla, mevkisiyle onu ölçerse, tartarsa, biçerse, kıymet ve değer verirse Allah’ın ona nefhettiği ruhu yok saymış olur ve iblisin durumuna düşer. Böyle yapınca ona düşman olur. Allah’ın ona ruhundan nefhettiğini bilse ve buna iman etseydi,  insana bakarken gözünün kamaşması gerekirdi. Eğer Allah’ı sevse ve ona iman etseydi böyle olurdu.

Allah’ın güzelliğinin üzerinde olmadığı hiç kimse yoktur. Bir kul çamura düşmüş olabilir, küfre, şirke, günaha düşmüş olabilir. Allah’ın isimleri onun üzerinde tecelli etmiştir. Kulun görmesi, işitmesi, bilmesi, sevmesi, irade etmesi, merhamet etmesi, ikram etmesi, affetmesi, hatayı ve kusuru örtmesi; bunların hepsi Allah’ın sıfatları, isimleridir. Bir tane sıfat bile onun sevilmesi için, ona bakarken o güzellikten dolayı gözünün kamaşması için yeterlidir.

İnsanı göremeyen varlığı görebilir mi? -Varlığı göremez. Varlığa bakarken onu görmediği, onu anlamadığı için, Allah’ın nazarıyla nazar etmediği için ona da ayrıca hakaret etmiş olur. Ne der? -Cansız varlıklar! Kim demiş cansız varlık! Cansız varlık var mıdır, Allah öyle mi söyledi! Allah buyurmadı mı; “yerde, gökte, ikisi arasında ne varsa hepsi rabbini hamd ile tesbih eder; ama siz onların tesbihini anlamazsınız.” [8] Yer, gök hepsi rabbinin emrine boyun eğmiştir.

Allah ayeti kerimede; “taş bile Allah korkusundan yukarıdan aşağıya yuvarlanır”[9] buyurur. Bütün varlığın hamd halinde, tesbih halinde olduğunu idrak edip bakınca bütün varlığın hakkını teslim etmiş oluruz. Yoksa onlara karşı “bu cansız varlıktır, bir şey bilmez, anlamaz” dediğimizde varlığa en büyük hakareti yapmış oluruz; ama insanın kıymetini bilmeyen varlığın kıymetini bilir mi? -Bilemez!

 


[1] Bakara/ 30, 34; Lokman/ 20
[2] Tîn/ 4
[3] Furkan/ 44
[4] Zariyat/ 56
[5] Sad/72, Secde/9, Hicr/29
[6] Araf/ 11
[7] Araf/ 12
[8] İsra/ 44
[9] Bakara/ 74

Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015