X
Kaynak

Anneme bazen sinirlenip kızıyorum, bu halden kurtulmak için ne yapmam lazım?
Genişlet
Tarih: 02 Aralık 2015
Kategori: İman
4,205 Kez İzlendi
4 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
Anneme bazen sinirlenip kızıyorum, bu halden kurtulmak için ne yapmam lazım?
Sorunun Orijinali
ANNEME BAZEN SİNİRLENİP KIZIYORUM, BU HALİMDEN KURTULMAK İÇİN NE YAPMAM GEREKİR?
Cevap
+Büyüt-Küçült

Allah’ın ayeti kerimede de buyurduğu gibi rabbimizi ciddiye almamız gerekir. O her neyi söylemişse bizim için o bir emirdir, olmazsa olmaz olandır ve hak olandır. Biz kendi kendimize ne kadar mazeret üretirsek üretelim bu mazeretimiz Allah katında geçersizdir.

Allah ayeti kerimede; “anne ve baban ikisi veya biri yanında yaşlanırsa onlara “öf” bile deme”[1] buyurur. Bu ayeti kerimeden de anlaşılacağı üzere yanımızda yaşlanan anne ve babalarımıza “öf” bile dememek gerekir. Bunu kelimeyle söylemek gerekmez; yani ona karşı yüzünü ekşitme, “senin söylediğini ya da yaptığını beğenmedim” deme dedi Allah. Anne, babamız bilmiyor olabilir, yanlış yapabilir hatta gayrimüslim de olabilirler, yine de onlara “öf” bile deme hakkına sahip değiliz. Allah bir başka ayeti kerimesinde; “dünyada onlarla iyi geçin. Eğer yol olarak seni bilmeden, bilgisizce Allah’a şirk koşmaya davet ederlerse onlara uyma, (tabi olma) bana uyanların yoluna uy…”[2]buyurur.

Sahabenin biri Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’e gelip;

-“ya Resulullah! Ben annemden şikayetçiyim, şöyle şöyle yanlışlar yapıyor, dedi.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz;

-ama o seni bir sürü zahmetlerle karnında taşırken böyle söylemiyordun, dedi.

Sahabe bir daha;

-işte şöyle yapıyor, böyle yanlışları var, böyle sorun sıkıntı çıkarıyor, deyince Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki;

-ama o seni emzirirken, büyütmeye çalışırken, senin başucunda dururken böyle söylemiyordun.

Sahabe bir daha konuşmaya yeltenince Resulullah (s.a.v.) Efendimiz ona aynı şekilde cevap verdi.”[3] Yani hiç mazeret yok, mazeret üretmeyelim.

Allah ayeti kerimede; “… bana (şükret) anne ve babana şükret…”[4] buyurur; yani teşekkür et. Eğer kişi Allah’a şükreden bir kul olursa anne ve babasına da teşekkür eder, şükür halinde olur; ama Allah’a karşı nankör olursa onlara karşı da nankör olur. Onun için Allah’a şükretmek gerekir. Anne ve babaya da nimete vesile olduklarından dolayı, dünya hayatımıza vesile olduklarından dolayı ya da annemiz bizi taşıdığından dolayı, bizimle beraber üzülüp bizimle beraber sevindiğinden dolayı, bize ikram ettiğinden dolayı, bizim şükreden bir kul olabilmemiz için, mü’min olabilmemiz için onlara teşekkür borcumuz vardır.

Teşekkür; nimete karşı şükür demektir. Şükreden bir kul, anne ve babasına teşekkür eder, şükreder. Ne kadar hatası, kusuru, yanlışı, eksiği olursa olsun hatta isterse gayrimüslim olsun Allah; “iyi geçin, şükreden bir kul ol, ayrım yapmadan anne, babana teşekkür et” dedi, “seni bilgisizce, bilgisi olmadan Allah’a şirk koşmaya davet ederlerse onlara uyma, bana tâbi olanların yoluna tabi ol, bana uyanların yoluna uy” dedi. Doğrusu böyledir.

Allah’a karşı şükreden bir kul olmak için, nimete vesile olanı görüp ona teşekkür etmek için anne babaya muamele ederken Allah’ın hesabını yapmak gerekir. Bu bizim kulluğumuzun gereğidir. Bunu böyle anlamak gerekir.

Sonuç itibarıyla anne, babamıza muamele ederken rabbimize şükreden bir kul olabilmek için, Allah’a karşı nankör olmamak için onlara “öf” bile demememiz ve kızmamamız gerekir. Ne söylerlerse söylesinler o şükür gerektiren nimeti hatırlamamız gerekir.

 


[1] İsra /23
[2] Lokman /15
[3]
[4] Lokman /14

Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015