Allah’ın güzelliğinin canlı birinin üzerinden alınması gerekir; çünkü Allah’ın isimleri kuldan kula tecelli eder, okumakla kazanılmaz. Bu, manevi olarak böyledir. Allah’ın hangi ismi kimin üzerinde tecelli etmişse, o ismin nuru da onun üzerinde tecelli eder. Onunla beraber olanlar ve onu dinleyenler de bu tecelliyi alır; çünkü Allah’ın nuru o kişinin anlattığı kelimelerin içerisinde mevcuttur ve onu dinleyenler bunu alır. Allah o kelimelerle nurunu ihsan eder, ikram eder. Yeter ki onu dinleyenler gönlünü açıp onu dinlesin, anlamak istesin. Bununla beraber o kelimeleri söyleyenin bunun içini doldurmuş ve bu hali yaşamış olması gerekir. Onun için Allah’ı seven birinin “Allah’ı sevelim” demesi ayrı; ama böyle bir sevgisi olmayan birinin bunu söylemesi bambaşka bir şeydir. Biri içi boş bir cümle, öteki ise sevgi ve muhabbetle dolu bir cümledir.
Bütün sahabe bunu Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’den aldı. Sonra Resulullah (s.a.v.) Efendimizle gökteki yıldızlar mesabesine çıktılar ve kendileriyle beraber olanları da hidayete erdirip, bunu ikram ettiler. Onlarla beraber olanlar, onlara tabi olanlar da kazanmış oldu. Allah ayeti kerimede; “güzellikle onlara tabi olanlar mutlaka kazanır…”[1] buyurur. Allah’ın muradı onların üzerinde gerçekleşir, onlar Allah’ı sever ve Allah’ın sevgisine de layık olurlar. Bütün kullar bu vasıftadır. İnşallah bunu hep beraber kazanıp, kazandırmaya çalışacağız