Tabi olmayı doğru anlamak gerekiyor. Tabi olmak demek; “ben de o insan gibi bir kul olmak istiyorum” demektir. Kişi bu konuda kimi kendine örnek almışsa onun mürşidi o olmuştur.
Televizyondan sohbetleri izlemeye başlamış, ayetleri dinleyip uymaya çalıştığında bize uymuştur ve yolculuğumuz başlamıştır, hep beraber yürüyoruz demektir.
Diyelim ki televizyondan değil de burada bizimle beraber bize tabi oldu; ama dinlemedi, bu durumda bir adım bile atamaz. Tabi olmak için uzaklık veya yakınlık önemli değildir. Önemli olan gönlünü açıp sohbetleri dinlemektir. Sonuçta sözü söyleyen tabi olduğu kişiyse ha onunla beraber onu dinlemiş ha televizyondan onu dinlemiş bu fark etmiyor.
Mesele onu kabul edip onunla birlikte yürümeye başlamaktır. Resulullah (s.a.v) Efendimiz; “Kişi sevdiğiyle beraberdir “[1] buyurdu. Eğer kişi sevdiğiyle beraberse bu durumda bize tabi olmak isteyenler bizi kabul ediyor, sohbetlerimizi dinliyor ve bizi seviyorsa bu, gönül beraberliği olmuş demektir.
Aynı zamanda yolculuk gönülle yapıldığından dolayı kişi yolculuk yapmaya başlamıştır. Varabileceği yere kadar sohbetleri dinlemekle yolculuğu devam ettirir. Tabii ki gerektiğinde birebir de görüşmek gerekebilir. O zaman görüşürüz inşallah!