Bir kimsenin merhametli olup olmadığı zulmetmemesinden anlaşılmaz. Kişi zaten zulmetmiyorsa o zalim değildir. Aynı zamanda ona “merhametlidir” demek de o kişinin merhametli olduğunu göstermez; çünkü birinin merhametli olabilmesi için onun merhamet etmesi gerekir.
Bunun için de Allah’ın rahim isminin onun üzerinde tecelli edip Allah’ın kullarına, varlığa, mahlûkata ve özellikle de kendisine merhamet etmesi gerekir. Kişi merhametli olduğunu rahmete ve merhamete muhtaç olanlara fiiliyle yardım ederek, destek olarak, onların gönlünü alarak, onları sevindirerek ve artık o rahmeti nasıl vermesi gerekiyorsa öyle muamele ederek göstermiş olur. Aynı şekilde karşısındaki kişinin zahiri olarak bir şeye ihtiyacı varsa merhamet edip onu vermesi gerekir. Eğer manevi olarak ihtiyacı varsa bu durumda da manevi olarak ona yardımcı olması, destek olup merhamet etmesi gerekir ki merhametli olmuş olsun.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz alemler için öncelikle manevi bir rahmettir. Aynı zamanda hidayet de iman da Allah’a teslim olmak ve sırat-el müstakim de rahmettir.
Kulun öncelikle manevi olarak rahmet olması gerekir. Sonra zahiri olarak elinden ne geliyor ve gücü neye yetiyorsa o konuda merhamet edip gerekeni yapması gerekir. Merhametli olmak böyledir.