Katleden kim olursa olsun, ne kadar övülürse övülsün, ister o katletme hükmünü verenler olsun, ister katle fetva vermiş olanlar olsun elbette ki buna doğrudur denmez. İsterse Devlet-i Osmaniye-yi Âliye’nin baki oluşu için demiş olsunlar böyle bir şey olmaz. Osmanlı, bir çocuğa kurban edilebilmelidir.

Devlet insan içindir, memleketler insanlar içindir. Hiç kimseyi onun baki olması için katletmek doğru değildir, bu şekilde bâki olmaz, zaten bâki olmadı, gördüğünüz üzere Osmanlı yıkıldı. Belki de Osmanlı’yı yıkan katledilen o çocukların ahıdır bilemeyiz. Bir insan bir memlekete kurban edilemez, bunu böyle bilmek ve anlamak gerekir. Hükmü kim verirse versin, “bize göre şöyleydi, bize göre böyleydi” diyebilirler; ama bize göre olmaz, her şey Allah’a göre olur. Masum bir çocuğu öldüreceksin, sonra da “belki taht kavgası olur, belki böyle olur, belki şöyle olur o yüzden bu doğrudur” diyecek ve hesap yapacaksın! Bunu yapan mü’min, Müslüman olabilir mi, Allah’ın hükmüyle hükmetmiş olabilir mi, böyle bir şey düşünülebilir mi? -Düşünülemez. Kim olursa olsun hiç fark etmez, bu hüküm yanlıştır.

Allah ayeti kerimede; “dünya da Allah’ındır, ahiret de Allah’ındır”^[1] buyurur. Emir Allah’ındır, hüküm Allah’ındır, söz hakkı Allah’ındır, mülk de Allah’ındır. Sen kulluğuna bak, güzel ve doğru yapmana bak! Allah kullarına hangi hakkı vermişse kullar o hakka sahiptir. Hiç kimse bundan başka hiçbir hakka sahip değildir. Biri; “gelecekte şöyle olabilir” diye ötekini nasıl öldürebilir! Böyle batıl bir düşünce, batıl bir fikir hiç olur mu, bu mü’minin fikri olabilir mi? -Olamaz. Bunu yapanlar Allah’ın huzurunda bunun hesabını da verirler. Zaten şu anda hesaptadırlar. Herkes yaptığının karşılığını görür. Biri en ufak bir hata veya yanlış yapmışsa, yanlış hüküm vermiş, yanlış hüküm uygulamışsa ya da ona fetva vermişse her biri onun cezasını mutlaka çeker.

Allah kimseye müsamaha göstermez. Allah, o imkânı verdi diye birinin o imkânı alıp Allah’ın emretmediği bir şekilde kullanırsa bunun cezasını mutlaka çeker. Allah akıl vermiştir. Bir de o öldürten, ölümüne hüküm ve fetva veren kişi kendini o çocuğun yerine koysun. Biri onun hakkında böyle hüküm verse Allah’ın huzurunda davacı olmayacak mı, “benim ne suçum vardı” demeyecek mi? Buna nasıl cevap verebilirler. Onun için hiç kimse “ben bilmiyordum, anlamadım, işte ben böyle düşündüm de onun için yaptım” diyemez. Bilmeyen kimse yoktur. Hiçbir şeyi bilmeyen de bunu yine bilir.

Allah hakkı ve hakikati insanın fıtratına yazmıştır. Onun için herkes hak nedir, doğru nedir, güzel nedir bilir. Nerden bilir? -Kendi üzerinden. Sana yapılmasını istemediğin bir muameleyi başkasına yapma. Kendini onun yerine koy bak. Eğer sen kabul ediyorsan ondan da kabul etmesini bekle. Bunu yapanlar zulmetmiş, zalimlerden olmuşlardır. Ya Allah’a kul olursun ya da başka birilerine kul olup onlara göre hüküm verirsin. Âlim; Allah’ı bilen, padişahtan değil Allah’tan haşyet duyandır. Âlim olanların birilerine göre hüküm vermektense “ben bu hükmü vermem, bu yanlıştır” deyip ölümü tercih edebilmeleri gerekir.