Namaz ve oruç ayrı ibadetlerdir. Bununla beraber her ikisinde de kulluk vardır, âbdiyet vardır. Kul olmaya, âbd olmaya çalışırken Allah, bizim için dilediklerini, farz kıldıklarını mutlaka bizim için sevmiştir. Bizim de Allah’ın bizim için sevdiklerini, beğendiklerini, emrettiklerini, takdir ettiklerini, farz kıldıklarını sevmemiz gerekir ve onu öyle yapmaya çalışmamız gerekir.
İkisi birbirinden bağımsız ibadetlerdir. Yoksa “namaz kılmıyorsun, niye oruç tutuyorsun denmez”. Bu şeytana yardım etmek olur. Oruç tutan kişi bir süre sonra namazını da kılar. Namaz kılan da bir süre sonra orucunu tutar; yani kişi manevi olarak güçlendikçe Allah’ın emrettiğini, kendisi için sevdiğini o da sevmeye başlar. Allah’ın emrini yerine getirmeye çalışır. Namaz kılmasa da orucu kabuldür.