Göz ne kadar keskin görürse görsün; ışık yoksa göz göremez. Nasıl ki göz için ışık lazımsa akıl için de vahiy böyledir. Kişinin aklı ne kadar çok olursa olsun onu kullanabilmesi, doğru anlayabilmesi, doğruyu görebilmesi için ona Allah’ın vahyinin nuru gerekir. Eğer vahyin nuru yoksa o akıl karanlıkta kalmıştır ve artık hakkı göremez, doğruyu anlayamaz.
Kişiye aklını kullanabilmesi için Allah’ın vahyini hatırlatmak gerekir; yine de bu tercih tamamen ona aittir. Sadece bizim o kişiye dua etmemiz yetmiyor. O da kendine dua ederse bizim de duamız ona destek olmuş olur.
Kişi kendine dua etmezse duası kabul olan bütün insanlar bir araya gelse ona dua etse dahi o dua kabul olacak bir dua değildir, kabul olmaz. Onun kendine dua etmesi gerekir. Bizim de onun duasına duamızla destek olmamız gerekir.
Aklını kullanamayan bir insan için; Allah onu aklını kullanan, vahyin nuruyla nurlandıran bir kul eylesin inşallah! Allah onu kendine döndersin, ona iman nuru versin, imanın nuruyla görenlerden eylesin, feraset sahibi eylesin inşallah! Allah ona Furkan’ı ihsan eylesin diyoruz ve bütün ümmeti Muhammed için duamızı böyle yapıyoruz inşallah!