Başkasının bunu böyle söylemesi doğru değildir. Mesela; herhangi bir muamele gördüğümüzde, bir musibet, bir sıkıntı olduğunda, bir kardeşimiz sıkıntıya düştüğünde, musibete uğradığında veya hastalandığında bir mü’min olarak bakışımız nasıl olmalıdır ve bu durumda ne dememiz gerekir?
Allah onun derecesini yükseltmeyi, ona ikramda bulunmayı dilemiş ve onun için ona böyle bir muamelede bulunmuş deyip kardeşimize karşı sonuna kadar müsamahakâr davranmamız gerekir; ama kişi kendine karşı böyle olmamalıdır. Kendisi bir sorun yaşadığında “mutlaka bir hatam vardır, kusurum vardır, günahım ve yanlışım vardır, rabbim beni temizlemeyi dilemiştir” demelidir. Kişinin nefsine bu tavizi vermemesi gerekir; yani kendisi için “Allah benim derecemi yükseltmeyi diliyor” demek yerine; “Allah benim hatamı, kusurumu affetmeyi diliyor” demesi gerekir.
Herkes kendini mutlaka bilir; ama söz konusu kardeşi olunca “bu günahkârdır, yanlış yapmış ve Allah affetmeyi dilemiş” demesi doğru değildir. “Allah onun derecesini yükseltmeyi dilemiş “ demesi, kardeşine hüsnü zanla bakması gerekir. Aynı şekilde biri namaz kılmadığında ona “Allah seni huzura kabul etmiyor” demek de doğru değil; ama kişi kendisi için bunu söyleyebilir. “ Acaba nerede yanlış yapıyorum, nerede eksik yapıyorum, hangi çukura düştüm ki rabbimin huzuruna çıkamıyorum. Yoksa ben huzura layık değil miyim?” demesi gerekir. Başkası için hiç kimse bu kelimeyi kullanamaz; ama kendisi için kullanabilir.