Allah, bir mürşidi kâmile vazife verirken; “geldiğin yoldan kullarımı bana getir” derse o mürşid, sadece Allah’ın kullarını kendisinin gittiği yoldan Allah’a götürme yetkisine, götürme haline sahiptir. Buna mürşid denir; ama bir mürşid, mürşidi kâmil olunca onun için fark etmez. Mürşidi kâmilin, kulları bütün yollardan taşıma hakkı vardır. Allah yetkiyi öyle verir ve mürşidi kâmil, kulları her bir yoldan taşıyabilir.
Elbette ki bu durumda mürşidi kâmil, insanın durumuna göre muamele eder; yani birini Kadiri yolundan götürürken bir başkasını Nakşi yolundan ya da Mevlevi yolundan götürebilir. Bu, aldığı yetkiden dolayıdır.
Kardeşimiz bizi soruyorsa; biz Kadiri yolunda yetişmişiz ve dersimiz de Kadiri yolunun dersidir; ama söyledim, o fark etmez. Derviş nasıl bir fıtrata sahipse, nasıl yolculuk yapması gerekirse onu öyle götürmek gerekir. Bununla beraber ders kâğıdımız da zikrimiz de internet sayfamızda mevcuttur. Bilgi edinmek isteyen kardeşlerimiz internet sayfamızdan bakabilirler.