X
Kaynak

Hocam, Cenab-ı Hakk'ı anlatım tarzınız mükemmel, hayran kalmamak mümkün değil. Ellerinizden saygıyla öpüyorum.
Genişlet
Tarih: 03 Aralık 2015
Kategori: İman
1,616 Kez İzlendi
1 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
Hocam, Cenab-ı Hakk'ı anlatım tarzınız mükemmel, hayran kalmamak mümkün değil. Ellerinizden saygıyla öpüyorum.
Sorunun Orijinali
HOCAM, CENAB-I HAKKI ANLATIM TARZINIZ MÜKEMMEL. HAYRAN KALMAMAK MÜMKÜN DEĞİL. ELLERİNİZDEN SAYGIYLA ÖPÜYORUM.
Cevap
+Büyüt-Küçült

Biz Allah’ı anlatmıyoruz, bilakis Allah kendi kendini anlatıyor. Allah kendini kitapta nasıl anlatmışsa biz de öyle anlatmaya çalışıyoruz. Allah’ın El Esmau’l Husna’sını bunun için anlatıyor ve Allah kendini nasıl tanıtmışsa hep beraber onu öyle tanımaya çalışıyoruz. Yoksa kendi kendimize bir ilah vehmetmek, hayal etmek kendi kendimizi kandırmaktır.

Allah’ın kendini bize tanıttığı gibi onu tanımamız gerekir ki imanımız Allah’a iman olsun. Mesela biz; “bence Allah şöyledir, Allah böyle yapar, bence böyle muamelede bulunur, böyle yaparsak cennete gideriz, bence böyle yaparsak Allah’a yakın oluruz veya ondan uzaklaşırız” dediğimizde; yani “bence” dediğimizde Allah’a göre değil de kendimize göre bir ilah vehmetmiş, hayal etmiş oluruz ki o Allah değil, o bizim ürettiğimiz putumuz olmuş olur. Zaten buradaki sorun da iman sorunudur.

Eğer rabbimizi kendisini bize tanıttığı gibi tanırsak ona âşık olmamak; yani iman etmemek, onu sevmemek, ona teslim olmamak, tevekkül etmemek, güvenmemek ve ona itiraz etmek mümkün değildir.

Kul rabbini tanıyınca bilir ki o rahman ve rahimdir, rahmeti zatına yazmış olandır, kulunu herkesten ve her şeyden çok sevendir. Kuluna nasıl bir muamelede bulunursa bulunsun o muamele onun sevgisinin, rahmetinin bir sonucudur, kulu kazansın diye öyle muamele eder. Kul rabbini böyle tanıyınca hiç itiraz eder mi! “Ya rabbi bu niye böyle oldu” der mi!

Ne der?

“Ya rabbi en güzelini yapıyorsun. Eğer bana ikram etmeseydin, beni imtihana tâbi tutup kazanma imkânı vermeseydin ben bu nimeti kendi kendime kazanamazdım” der. Onun için o gönül huzuru, o iman huzuru mü’minin üzerinde görünür ve yüzüne akseder.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’ in en belirgin özelliği; âlemlere rahmet olması ve her anda bir tebessüm halinde olmasıdır. Neden en belirgin özelliği tebessüm halidir?  -Çünkü tebessüm onun imanının, o gönül huzurunun, Allah ile beraberliğinin ve Allah’a olan tevekkülünün yüzüne aksedişidir. Mü’min, rabbini bilip tanıdığı için ve marifetullaha sahip olduğu için her daim tebessüm halindedir.

Allah’ı ne kadar tanırsak o kadar marifetullaha, Allah’a, Allah’ı bilmeye, Allah’a marifete, onu tanımaya yakın oluruz. Bildiğimiz tanıdığımız kadarıyla da Allah’a iman etme imkânımız olur.

Allah’ın on ismini bilen biri farklı bir imana sahiptir, yüz ismini, doksan dokuz ismini bilen farklı bir imana sahiptir. Allah’ın yüz ismini,  doksan dokuz ismini seven biri farklı bir imana sahip, beş ismini seven biri farklı bir imana sahiptir; yani biri ötekinin beşte biri kadar iman eder. Onun için rabbimizi önce kendini tanıttığı gibi, el Esmau’l Husna’sından tanıyıp ona iman etmemiz, daha sonra hayatımızı, amelimizi, ibadetimizi ve ilmimizi o imanın üzerine bina etmemiz gerekir.

Allah’ı tanıyan birinin bir ayeti okuması veya dinlemesi farklıdır, tanımayan ya da az tanıyan birinin okuması, dinlemesi çok farklıdır. Kim Allah’ı ne kadar bilir ve tanırsa ayetler okunurken o ayetler onda o kadar imana dönüşür. Biri bir derece iman kazanır, öteki doksan derece, yüz derece kazanır. Bu neyden dolayıdır? –Kişinin marifetinden, Allah’ı bilip tanımasından dolaydır.

Allah’ı bilen, Allah’ı tanıyan ve marifetullaha sahip olan imana; yani aşka ve muhabbete sahip olur, imanı hayatına akseder, salih amele, güzel ahlaka sahip olur ve Allah’ın isimleri onun üzerinde tecelli eder.

HZ. ÂDEM YARATILDIĞI VAKİT BAŞKA İNSANLAR DA YARATILMIŞ MI?

Allah ayeti kerimede; “sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden birçok erkek ve kadın üreten rabbinizden korkun"[1]buyurur. Birileri başka hükümler verebilir, başka şeyler söyleyebilir; ancak zorlamanın bir anlamı yoktur. Allah her neyi nasıl söylemişse ve bir şeye "ben öyle yaptım" dediyse söz bitmiştir, ona o şekilde iman etmek gerekir. Aklımız bunu almayabilir. Allah ayeti kerimede; “insanı bir tek nefisten (Âdem'den) yarattım, ondan da eşini yarattım..."[2]  dediyse öyle yapmıştır. Allah'ın kudretine iman etmek gerekir. O "ol" der ve olur.

 


[1] Nisa/ 1
[2] Araf/ 189

Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015