Tövbe kapısı kesinlikle herkese açıktır. Kişi bütün hayatı boyunca yanlış yapmış olsun, kötülük yapmış olsun, kul hakkına girmiş olsun; tövbe edip Allah’a döndüğünde, rabbim Allah’tır dediğinde, Allah’a yürümeye çalıştığında Allah o kulunun hesabını mutlaka üzerine alır.
Bütün mesele kulun Allah’a dönüp doğru ve güzel yapmaya çalışmasıdır, gerçek manada tövbe etmesi ve Allah’ a dönmesidir. Allah buna; “nasuhi bir tövbe”[1] dedi.
Nasuhi tövbe; geçmiş günahları, yanlışı, küfrü, şirki nesh eden, silen bir tövbe demektir.
Allah kulunun hesabını üzerine nasıl alır?
-Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şerifinde; “kıyamet günü Allah bir kulu huzura alır, hesaba çeker. O kulun başka bir kulda, affetmediği, helal etmediği bir hakkı vardır. Allah ona cennetten bir köşk gösterir ve hesaptayken o kul derki;
-Ya rabbi bu hangi peygamberin köşküdür?
Allah buyurur ki;
-Onu satıyorum. Senin olabilir.
Kul dedi ki;
-Ya rabbi! Benim bunu alacak amelim yoktur. Nasıl alacağım onu, nasıl benim olabilir?
Sonra o kulu ona gösterir;
-Eğer bu kardeşine hakkını helal edersen bu köşk senindir”[2] der.
O kul Allah’ın sevdiği bir kul olmuş. O kula haksızlık etmiş, belki de o kulu öldürmüştür; ama Allah’ a dönmüş, Allah’ın tövbesini kabul ettiği, hesabını üzerine aldığı bir kul olmuştur. Onun hesabını Allah görür. Ondan bir şey istemiyor. Allah cennetten ona köşk ikram edip, onun hesabını öyle gördürür. Yeter ki Allah’a dönelim. Hayatı nasıl yaşarsak yaşayalım Allah’a döndüğümüzde, rabbim Allah’tır dediğimizde, onun yoluna girip kul olmaya çalıştığımızda Allah hesabımızı görür, hesabımızı üstlenir.