X
Kaynak

Farklı cemaatlerin sohbetlerine katılmakta bir sakınca var mıdır? İslamiyet'i en açık bir şekilde kimden öğrenebiliriz?
Genişlet
Tarih: 17 Eylül 2015
Kategori: İman
1,699 Kez İzlendi
2 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
Farklı cemaatlerin sohbetlerine katılmakta bir sakınca var mıdır? İslamiyet'i en açık bir şekilde kimden öğrenebiliriz?
Cevap
+Büyüt-Küçült

            Bir mü’minin öğrenmesi gereken ilk şey Allah’ın kitabıdır. Dinini de Allah’ın kitabından öğrenmesi gerekir. En azından Kur’an’ı önce baştan sona mealinden bir iki defa okuması gerekir. Sonra birkaç tefsire de bakıp anlamaya çalışması gerekir ki elinde bir ölçü olsun. Ondan sonra kişi hangi cemaate giderse gitsin artık elinde bir ölçü vardır. Gittiği cemaat o ölçüye; yani Kur’an’ın ölçüsüne, Allah’ın ölçüsüne uymuyorsa ve gittiği yerde hurafe varsa, batıl şeyler varsa, bid’at varsa kesinlikle onu kabul etmemesi gerekir.

Eğer birinin elinde Kur’an’ın ölçüsü olmazsa, vahyin ölçüsü olmazsa bununla beraber Resulünün ölçüsü, sünneti olmazsa o kişi yanılır. “Acaba bu mu doğru söylüyor yoksa öteki mi doğru söylüyor” diye bocalar. Yanılmaması için de ayıklaması gerekir. Hangi cemaate giderse gitsin, hangi âlimleri dinlerse dinlesin elindeki o ölçüye göre hareket etmesi gerekir.  Doğruysa ve Kur’an’ın ölçüsüne uyuyorsa almalıdır, uymuyorsa onu atmalıdır.

  Bununla beraber birilerini suçlamak da doğru değildir. Bizim o anda anlamadığımız bir şey olabilir, belki onu daha sonra anlarız. Onun için bize düşen onları hesaba çekip “bu doğru yapmış, bu yanlış yapmış” demek yerine doğruları almaktır.

 Bir mü’min bal arısı gibi her çiçekten bal toplamasını bilmelidir. Nerede bir güzellik, bir hikmet varsa o Allah’a aittir. Kişiye düşen onu almaktır. Sadece bir tarafta durup “ben bunu dinlerim, sen onu dinle” demesi doğru değildir. İnsanın bütün bilgileri toplaması gerekir; yani  bal yapması gerekir. Sadece bala konup yemek yetmiyor.

 İnsan nasıl bal üretiyor?  Bal üretmek ne demektir? -Hikmet ehli olmak demektir. Allah hikmeti senin gönlüne indirir, muradını senin gönlüne iletir. Bunun için kulun rabbini istemesi ve samimi olması yeterlidir. Bildiği ile amel etmeye çalışması yeterlidir. Allah ona bilmediklerini öğretir. Bunu da kibirlenmeden yapması gerekir.

İnsan nereden öğrenirse öğrensin bir harf bile öğrense oradan aldığı hakka hürmeten mutlaka öğrendiği yere karşı edepli olması gerekir.

Gittiği yerlerde kişilerin bir sürü yanlışı olabilir; ama o bir güzellik[D1]  bütün yanlışlardan daha kıymetlidir. Onun için o kazandığı güzelliğe de hürmeten o insanları eleştirip yermemesi gerekir. Onların hesabını görecek olan Allah’tır. Biz kendi hesabımıza bakacağız, kazanmaya çalışacağız. Bir arı gibi her çiçekten her özden böyle toplayıp bal yapmaya çalışmak gerekir.

Allah ile aramızdaki perdeleri kaldırmaya çalışırken o ilmimizi ahlaka dönüştürüp, amele dönüştürüp o aşkla muhabbetle rabbimize yol almaya çalışmamız gerekir.

 Gerisi hesabı Allaha verir. Allah ayeti kerimede; “…hesap sorucu olarak Allah yeter”[1] buyurdu. Biz hesap sormuyoruz. Yeter ki kul samimi olsun, endişe etmesin. Sonra Allah bize yolunu gösterir, ne yapmamız gerektiğini gösterir.

Kul herhangi bir konuda karar veremediğinde, ne yapması gerektiğini bilmediğinde yapması gereken tek şey; abdestini alacak iki rekât namaz kılacak ve başını secdeye koyup “Ya rabbi! Ben bilmiyorum, bana yolu göster. Ben çıkış yolu bulamadım, ne yapacağımı bilemedim, karar veremedim, bana göster ya rabbi!” demesi gerekir. O zaman görecek ki Allah ona net olacak bir şekilde gösterir. Göstermekle de kalmaz hitap eder, “kulum doğru budur” der. Kulun bundan endişe etmemesi gerekir. Allah kulunu hiç başıboş bırakır mı? Hem onu Hz. İnsan olarak yaratmış olsun, onun üzerinde bir muradı olsun hem de onu anlamadığı bir konuda başıboş bırakmış olsun, bu mümkün mü? Hiç kimse başıboş değildir.

Bununla beraber rabbinin vereceği cevaba da bahaneler uydurup ona uymayacaksa böyle bir soruyu da rabbine sormasın! Sorsa bile zaten cevap alamaz.

 

 


[1] Ahzab/ 39

Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015