Eğer bir bayanın eşiyle bir sorunu varsa o sorunu mutlaka halletmeye, gidermeye çalışmaları gerekir. Eğer bu sorun içki sorunuysa, koca sürekli içip eve geliyorsa ve eşi artık bu duruma tahammül edemiyorsa haklı mıdır? -Kesinlikle haklıdır. O yüzden kocasını mutlaka uyarması gerekir. Bir tek onun uyarması yetmez bir de her iki tarafın da ailesinin onu uyarması, “eğer senin bu halin devam ederse yuvan yıkılır, bu halin yuvanı yıkar” demeleri gerekir. Bir şey ki Allah onu men etmiş, yasaklamış, “bunu yapmayın”^[1] demiştir. Ondan hiç hayır, huzur, mutluluk beklenir mi? Farz edelim ki; o anda içiyor ve sorunlarını, sıkıntılarını unutuyor. Sonra uyanınca o sıkıntıları katlanmış olarak devam eder. Neyi aradığını bilmiyor. Alkol ona çözüm olmaz. Eğer kişi huzuru bulmak istiyorsa onun Allah ile beraber olması, Allah’a iman etmesi gerekir. Doğrudur kişinin sarhoş olması gerekir; ama içkiden değil muhabbetten sarhoş olması gerekir.

Allah ayeti kerimede; “… Allah onlara pak bir şarap içirir.^[2] Bu içkiden ne sarhoş olurlar ne de başları ağırır ” ^[3] buyurur. Bu şarap saf muhabbet şarabıdır, kardeşimizin bu şaraptan içmesi gerekir.  Peki, bu şarap dünyada var mıdır? -Elbette ki vardır, olmaz mı! En azından bir parçasının olması gerekir. Bu, marifetullah ve muhabbetullah sarhoşluğudur, Allah ile beraber olma sarhoşluğudur, bambaşka bir şeydir. Belki de kardeşimizin asıl istediği budur; ama ne istediğini bilmediği için öyle zahiri içki ile onu kapatmaya, örtmeye çalışıyor.

Kardeşimizin bu durumda ne yapması gerekir?

Ailelerin buna dâhil olması gerekir. Allah ayeti kerimede; “eşler arasında bir sorun, bir sıkıntı yaşanırsa hüküm verebilecek aklı başında bir kişi kadın tarafından bir kişi de erkek tarafından gelsinler. Eşler de çağrılsın, onlarla konuşulsun. Ona göre ya bu işi devam ettirirler ya da güzellikle ayrılırlar”^[4] buyurur.

Eğer kadın; “artık buna tahammül edemiyorum” diyorsa onun da ayrılmaya hakkı vardır. Bununla beraber ya taraflardan birer kişi gelir, onlarla konuşur, koca buna tövbe eder, “elimden geleni yaparım” der, kendini düzeltir, yuvasını kurtarır ya da kardeşimizin buna sabretmesi, dua etmesi gerekir. Eğer kocası yuvasının yıkılmasını istemiyorsa bunun için çaba, gayret sarf etmelidir.  Çabasını, gayretini sarf ederse Allah ona mutlaka yardım eder. Eğer biri böyle güzel bir gönle sahipse Allah o gönüldeki duayı reddetmez. Onu bir şekilde kendine getirtir, o yanlıştan kurtulur. Kardeşimiz duasına güvensin, sabretsin. “Şunu yapma” demek yerine başka türlü bir muamelede bulunsun. Ona bütün sevgisini göstersin. Sonra da “ ya beni tercih edersin ya da içkiyi tercih edersin. Tercih senindir” desin. Eğer onun çabasını, gayretini görmezse kocası içkiyi tercih etmeye devam ederse bu durumda taraflardan birer kişi gelir güzellikle onları ayırır.