Dinimizi öğrenmek için kesinlikle başka kitaplara da ihtiyaç vardır. Önce Kur’an’ı öğrenip onu anlayabildiğimiz kadarıyla anlamaya çalışmamız gerekir. Bununla beraber Kur’an’ı tek başımıza değil, birkaç tefsirle de destekleyip biraz daha anlamaya çalışmamız ve canlı Kur’an olan Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’in hayatını da bilmemiz gerekir.
Bu dinin bir peygamberi vardır. Peygambersiz bir din anlaşılmaz. Bu vazifeyi ona Allah vermiştir. Onun bütün hayatı bizim için örnektir. Dolayısıyla onun bütün hayatını ve bütün sözlerini dinleyip anlamaya çalışmamız gerekir.
Ayetleri anlarken Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’le beraber anlamamız gerekir ki peygamberimiz o ayeti nasıl anlamış, nasıl uygulamışsa ve o konuda ne söylemişse biz de onun gibi yapmaya çalışalım. Ancak o zaman resulüne tâbi olmuş oluruz.
Allah’ın bize vahyettiği örnekleri ve hayatı onlarla (Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’le ? ) beraber anlamak gerekir ki dinimizi ve Kur’an’ı anlamış olalım; çünkü o, canlı Kur’an’dır. Yoksa öyle kendi kendimize ayete bakıp hüküm vermiş oluruz.
Ne buyurdu Allah ayeti kerimede; “de ki; Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olun ki Allah da sizi sevsin, günahlarınızı mağfiret etsin.”[1] Onun resulüne tâbi olmadan iman olmaz, imanı ispat olmaz.
Bununla beraber Diyar Televizyonumuzda hadisleri vermeye başladık. Hepsini anlayalım diye bütün hadisleri ve peygamberlerin hayatlarından örnekler de vereceğiz inşallah. Bunların dışında başka çalışmalarımız da vardır.