Allah insanı kendisine âbd olsun diye yaratmıştır. Bu imkânı tanımadığı hiçbir kulu yoktur. Allah kullarına kendini tanıtmadan, peygamberini tanıtmadan, hakkı hakikati göstermeden onları öbür tarafa almaz.
Allah kullarına önce kendini tanıtır ve öğretir. Mesele kulun Allah’ı kabul edip etmemesidir. Kabul etmeyenler bilmedikleri için değildir. Hayatının herhangi bir yerinde veya bir bölümünde Allah mutlaka kendini kuluna tanıtır ve öğrettir. Bir vesileyle mutlaka Allah’a kul olması gerektiğini ona tattırır ve öğrettir. Hem de bunu tekrar tekrar yaptırır.
Allah ayeti kerimede: “ Kâfirler görmüyorlar mı senede bir iki sefer birkaç sefer onları iman etsinler diye musibetle imtihana tabi tutuyoruz…”[1] buyuruyor. Mutlaka Allah onları musibete tabi tutarken “bana dön” diyor, “senin rabbin benim” diyor, “Allah’tan başka ilah yoktur” diyor, “sende bir güç, bir kuvvet yoktur” diyor, “senin bana gelmekten, bana kul olmaktan başka çaren yoktur” diyor.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz buyuruyordu; “ Allah bir kulunun kalbine günde 300 sefer tecelli eder.” Yani birkaç dakikada bir kulunun gönlüne tecelli eder, onu kendisine davet eder. Onu imana, İslam’a, hakka, hidayete, cennette, doğru ve güzel yapmaya davet eder. Bu sayı en az olandır.
Kişi İster mü’min ister gayrimüslim olsun, bu tecelli bütün kullar için geçerlidir. Onun için kul “ben bilmedim” diyemez; çünkü Allah onun gönlüne vahyetmiştir. Bir vesileyle kuluna doğruyu, hakkı hakikati, vahyeder, tecelli eder. Mesele kulun Allah’ı kabul edip edememe meselesidir. Kabul edenler Allah’a döner, kabul etmeyenler de ondan yüz çevirir.
Allah ayeti kerimede; “Allah’ın ayetleri mü’minlerin imanını artırır, kâfirin de küfrünü artırır”[2] buyurdu. Kişi dinledikçe kabul etmediği için, bir daha yüz çevirmek bir daha kaçmak zorunda kaldığı için küfrü artıyor.