X
Kaynak

Bazı nedenlerden dolayı ihtiyacı olana yardım etmemek olur mu ve yardım etmeyin diyenlere uymalı mıyız?
Genişlet
Tarih: 19 Aralık 2015
Kategori: İslam
1,969 Kez İzlendi
4 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
Bazı nedenlerden dolayı ihtiyacı olana yardım etmemek olur mu ve yardım etmeyin diyenlere uymalı mıyız?
Sorunun Orijinali
Bizim komşumuz var. Onlara yardım ediyoruz. Öteki komşumuzda diyor ki onlara yüz vermeyin diyorlar. Bizimde fazla durumumuz yok. Ne yapmalıyız?
Cevap
+Büyüt-Küçült

Maddi durumumuz olsun veya olmasın eğer bir ihtiyaç sahibi varsa;  bununla beraber ihtiyaç sahibi kişi bizim komşumuzsa yakınımızsa akrabamızsa ve biz de o anda bu durumdan haberdar olduysak gücümüzün yettiği kadarıyla ona yardımcı olmaya çalışmamız gerekir.  Onu doyurmaya,  giydirmeye,  ihtiyaçlarını gidermeye çalışmamız gerekir.  Bu bir kazanma imkânıdır. 

Ne buyurdu Resulullah (s.a.v) Efendimiz; ‘’ Yarım hurmayla da olsa kendinizi ateşten koruyun!’’[1]  Aynı şekilde Ebu-Zer’e buyuruyor ; ‘’Ya Eba-Zer çorba pişirirken suyunu biraz fazla koy komşuna da ikram et.’’[2]  Yani yardım etmek için, ikram etmek için ille de zengin olmak ya da varlıklı olmak gerekmiyor; çünkü Allah müminleri anlatırken;  ‘’ O iman edenler, kendilerine rızık olarak verdiğimizden infak ederler.’’[3]  İnfak etmelerinin nedeni zenginlik veya paralarının çokluğu değil. Mü’minler, rızık olarak kendilerine ne verilmişse onu infak ederler.

Bunu ne için yaparlar? 

İmanlarını ispatlamak için,  Allah’ı sevdikleri için yaparlar. Onlar malı sevmelerine rağmen Allah’a olan sevgileri her şeyden daha çok şiddetli olduğu için sevdikleri maldan, sevdiklerini Allah için ikram ederler. Bize düşen de Allah için sevdiğimiz şeylerden vazgeçmektir.  Allah’ın emri budur,  razı olduğu budur;  dolayısıyla bizim de kazanmamız bununla mümkündür. 

Eğer birileri ; ‘’Yok siz yanlış yapıyorsunuz, yardım etmeyin, böyle alıştırmayın!’’ diyorsa bu durumda bunu söyleyen kişi farkında olmadan Allah’a,  Allah’ın emrine ters düşmüştür,  Resulüne ters düşmüştür. O kişi, mü’min olduğunu iddia edebilir; ama Allah’ın emrine ters düşüyorsa onun mü’minlikle hiç bir alakası yok demektir. Böyle bir kişi, Allah’ın ayetleriyle mücadele ediyor, o ayetlerle savaşıyor, Allah’ın ayetlerini hükümsüz bırakmaya çalışıyor demektir.

Onun için söylüyoruz; hayatımızın her anında mutlaka Allah’ın bize bir emri, bir hükmü vardır. Bize düşen her anda Allah’ın hükmünü anlamaya çalışıp gereğini yapmaya çalışmaktır. Kazanmamız bununla mümkündür.  Bu şekilde Allah’ı ciddiye almış olur, ahireti ciddiye almış olur, kendimizi ciddiye almış oluruz;  Allah’ın indirdiği vahyi ciddiye almış oluruz. Eğer ciddiye almazsak kendi kendimize bir din üretmiş oluruz. 

Bu din ister atalarımızın dini olsun,  ister bizim kendi kendimize aklımızla,  ilmimizle ya da şeytanın verdiği vesveseyle kendi kendimize ürettiğimiz din olsun bu, bize rabbimizi kaybettirir, ahireti kaybettirir, insan olmayı kaybettirir. 

Bu durumda böyle söyleyenlerin bir de kendini ihtiyaç sahiplerinin yerine koymaları gerekir.  Eğer birileri de onlara aynı şeyi söyleseydi, “Bunlara yardım etmeyin!” deseydi gönlünden onlara karşı kin ve nefret duymazlar mıydı? Kardeşliklerini kaybetmezler miydi?

İkram ettiğimizde, verdiğimizde rabbimizin rızasını kazanıyoruz.  İkram ettiğimiz için Allah’ın kerim ismi bizde tecelli ediyor.  Allah kerim ismiyle rezzak ismiyle vahhab ismiyle bize tecelli ediyor. 

Komşumuza vermeye çalıştığımızda da aynı şekilde merhamet ettiğimizden dolayı Allah’ın rahman ismi, rahim ismi bizde tecelli ediyor.  Eğer yardım ettiğimiz kişi bir de bizim mü’min kardeşimizse ona olan o ikramımızdan dolayı karşımızdaki bir mü’min olarak bizi sever. O da Allah’ın mü’min isminin tecellisini alır. Sevdiği için Allah’ın vedud isminin tecellisini alır.  Aynı şekilde kerim ismini bizim üzerimizden sevip kerim isminin tecellisini alır. Yani bir mü’min olarak, mânevi itibarla birbirimize yardım etmiş ve birbirimizi desteklemiş oluruz.  Bu, sadece küçücük bir şeyi vermek, ikram etmek değildir.  Bu, ikramımız karşısında rabbimizin güzelliğini kazanmamız demektir.

Tek kelime ile vermediğimizde onun güzelliğini kazanamadığımız gibi ters tarafta da durduğumuzdan bu sefer Allah’ın ayetleriyle mücadele etmiş,  Allah ile savaş etmiş, Resulü ile savaşmış oluruz. Bu küçük bir kelime değil, bu büyük bir kelimedir.  Allah ne buyurdu: ‘’Veyl yazıklar olsun o namaz kılanlara ( ki onlar yetimlere ikram etmezler (yetimleri korumazlar) fakirleri doyurmazlar,  buna teşvik etmezler!’’[4] Teşvik etmesi gerekir. Teşvik etmezse onun kıldığı namaz değildir. Yani onlar ahirete iman etmemiş dedi Allah. Ahirete iman etmek,  ahiretin hesabını yapmaktır. Ahireti kazanmak için gerekeni yapmaya çalışmaktır.  Yoksa ahirete iman edilmiş olmaz.

 



[1] Buhâri, zekat 10, 9

[2] Müslim, Birr ve Sıla, 143

[3] Bakara/ 3

[4] Maûn/ 3/ 4



Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015