Allah’ın açık bıraktığı herhangi bir alan yoktur. Her konuda mutlaka Allah’ın bir hükmü ve Resulünün de bir uygulaması vardır. Hüküm de Allah’ındır, emir de Allah’ındır. Onun için Allah ayeti kerimede: “Herhangi bir konuda anlaşmazlığa düştüğünüzde, onu Allah’a ve Resulüne götürün.”[1] dedi ve başka bir ayetinde “Allah ve Resulü bir konuda (ayet ve sünnetlerle) hüküm verdiğinde, müminler gönüllerinde hiçbir ağırlık hissetmeden kabul edenlerdir.[2]” buyurdu. Dolayısıyla kişi bir hükmü kabul etse ve gönlünde ağırlık hissetse Allah ona mü’min değildir dedi; çünkü o, Allah’ın hükmünü kabul etmemiştir.
Hayatı yaşarken her zaman ve her konuda emir ve hüküm Allah’a aittir.
Herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşüldüğünde mutlaka onu Allah’a ve Resulüne götürmek lazım. Her konuda Allah’ın emrini ve hükmünü bilmeyebiliriz.
Bu durumda yapmamız gereken şey nedir?
- Eğer bilmiyorsak sormamız gerekir. Yani Allah’ın vahyine (Kur’an) ve Resulünün hayatına arz etmemiz gerekir.
Diyelim ki sorduk, hükmü Allah’a ve Resulüne götürdük. Aynı zamanda hükmü veren kişinin de Allah’ın vahyi ve Resulünün hayatı ve sünnetiyle hüküm vermesi gerekir. Bizim de o hükmü, gönlümüzde hiçbir ağırlık olmadan kabul etmemiz gerekir ki mü’min olabilelim. Gönlümüzde ağırlık olursa o zaman Allah’ın hükmünü beğenmedik demektir. Allah, hükmünü beğenmeyenlere “Mü’min değil!” dedi.
Allah bizi her konuda Allah’ın verdiği hükmü, Resulünün verdiği hükmü kabul edenlerden eylesin. Gönlünde hiçbir ağırlık hissetmeden rabbim Allah’tır, peygamberim, örneğim, önderim Resulullah’tır diyenlerden eylesin inşallah!
Kardeşlerimize muhabbetlerimizi arz ediyoruz.