X
Kaynak

Allah'ın mekanının olmayışıyla ilgili bilgi verir misiniz?
Genişlet
Tarih: 28 Eylül 2015
Kategori: İman
1,675 Kez İzlendi
0 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
Allah'ın mekanının olmayışıyla ilgili bilgi verir misiniz?
Sorunun Orijinali
ALLAH’IN MEKÂNININ OLMAYIŞIYLA İLGİLİ BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Cevap
+Büyüt-Küçült

Allah zamandan ve mekândan, akla, fikre, düşünceye, hayale gelmekten münezzehtir. Yaratılmış olan akıl bir şeyi anlamak için mutlaka ona bir mekân vermek, zahiri olarak bir varlık verip öyle düşünmek zorundadır. Onun için Allah, yarattığı akla sığmaz. Yaratılmış olan akıl kendi yaratanını ihata [1] etmez, edemez.

Akıl yaratanını ihata etmeye kalkışırsa ne olur?  -Akıl Allah’tan daha büyük olmuş olur. Haşa! Böyle bir şey olur mu! Böyle bir fikir, böyle bir düşünce olmaz.

Allah zamandan ve mekândan münezzehtir; ama bütün varlığa tecelli etmiştir. Bütün varlığa güzelliğiyle, isimleriyle ve hükmüyle tecelli edip onları idare eder. Bununla beraber Allah hiçbir şeye benzemez, hiçbir şey de ona benzemez; ama bir şeyi anlatırken onu mutlaka başka bir şeye benzetmek zorundayız. Aklımıza ne gelirse gelsin neye benzetirsek benzetelim o, Allah değildir.

Peki, nasıl düşünmemiz gerekir?

Kendi üzerimizden, kulluk üzerinden düşünürken, tefekkür ederken Allah’a zaman, mekân ve suret vermeden sadece “beni yaratan rabbim” deyip anlamaya çalışmamız gerekir.

Allah’ın zatı hakkında tefekkür edilmez; çünkü yaratılan akıl, kendi yaratanını anlayamaz, buna gücü yetmez. Allah ancak isimleriyle tefekkür edilip anlaşılır. Zamanla ve mekânla sınırlı olan akıl, zamansızlığı ve mekânsızlığı anlayamaz.

Ne zaman anlar, anlayacak bir yeri var mıdır?

Elbette ki vardır. Kişi ne zaman kendi kendine kavuştu, Allah’ın kendisine nefhettiği ruh oldu; bununla beraber ne zaman ki zamanın ve mekânın dışına çıktı, o zaman zamansızlığın ve mekânsızlığın ne olduğunu anlar.

Buradaki zaman farklı,  gökteki zaman, arştaki zaman farklıdır. Ondan öteye ne zaman ne de mekân vardır.

Akıl, zamanla ve mekânla yaratılmış bir varlık olduğu için asla zamanın ve mekânın dışına çıkamaz ve onu anlayamaz. Evveli ve ahiri de anlayamaz, önceyi ya da sonrayı da anlayamaz. Bunu bir tek bilen, Allah’tır. Bunu anlayabilmek için zamanın ve mekânın dışına çıkmak gerekir ki zamansızlık nedir, evvel nedir, ahir nedir anlaşılmış olsun.

Kulun kendini zorlaması doğru değildir. Eğer Allah öğretirse, gösterirse, yaşatırsa bunu anlar. Bunu Allah öğretmeyene kadar, göstermeyene kadar, yaşatmayana ve tattırmayana kadar kulun bunu anlaması mümkün olmaz. Allah tattırınca ve yaşatınca kul istese de yine anlatamaz; çünkü anlatırken onu zamanla, mekânla sınırlı bir akla anlatması gerekir ki o zaten bunu anlamaz.

Bir tasa bir deryayı doldurmak mümkün değildir.  Tas deryadan ne kadar alır? -Kabı kadar.  Bize de düşen gönlümüz kadar, kabımız kadar anlamaya çalışmak ve gönlümüz kadar Allah’ın güzelliğiyle güzelleşmektir. Allah’ın bize tanıdığı o hayat çerçevesinde Allah’a kul olmaya, âbd olmaya, Allah’a halife olmaya, ayna olmaya çalışmaktır.

Kul Allah’ı ihata edemez. İhata etmeye, anlamaya kalkışırsa ne olur? -Edebini bozmuş, haddini aşmış, bir tasa bir deryayı doldurmaya kalkışmış olur.



[1] Kuşatma, kavrayış, anlayış.

Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015