X
Kaynak

Allah'a vasıl olmayı dilemek nedir, nasıl olur?
Genişlet
Tarih: 09 Ekim 2015
Kategori: İman
4,243 Kez İzlendi
4 Beğeni
Favorilere Ekle
Soru
Allah'a vasıl olmayı dilemek nedir, nasıl olur?
Sorunun Orijinali
ALLAH’A VASIL OLMAYI DİLEMEK NEDİR?
Cevap
+Büyüt-Küçült

Bu sadece bir dilemekten ibaret değildir. Allah’a vasıl olmayı dilemek imanla ilgili, sevmekle ilgili bir meseledir; yani Allah’ ı sevmeyen, Allah’a âşık olmayan birine “hadi rabbimize ulaşmayı dileyelim, Allah’a ulaşmayı dile kurtul” desek bu doğru olur mu? -Olmaz.  Kişi bunu nasıl dileyecek? Kendi kendimizi kandırmanın bir anlamı yoktur. Bununla beraber “Allah’a ulaşmayı dilediğimizde ruhumuz Allah’a ulaşır”  dersek bu durumda biz ruhsuz mu kalacağız! Böyle bir şey olmaz!

Allah o ruhu nefhetmişse nefhettiği ruh olmamızı ister. Ona ulaşmak, ulaşmayı dilemek ya da kavuşmak, vasıl olmak demek; Allah’ın bize nefhettiği ruh olup, Allah’ın huzuruna, miraca çıkmak demektir.

Allah’a vasıl olmak için önce bizim kendimize kavuşmamız, Allah’ın bize nefhettiği ruh olmamız gerekir. Sonra Allah onu huzura, manevi miraca, dostluğuna kabul eder.

Yoksa sadece böyle Allah’a ulaşmayı dilemek hiç kimseyi bir yere götürmez. Böyle bir dilek de olmaz. İnsan sevdiğini ister, sevdiğine kavuşmak, maşukuna kavuşmak ister. Kuru kuruya “ben diliyorum” demek olmaz. Böyle bir dileği Allah kabul etmez.

Allah, âşığın dileğini kabul eder. Eğer onunla, onun aşkıyla yanıp tutuşuyorsa, gece uyuyamıyorsa, feryat ediyorsa işte bu kişi âşıktır, rabbini diliyor, demektir. O aşkla, muhabbetle, feryatla, fedakârlıkla uykusu kaçıyor, kalkıp secdeye kapanıyor, rabbini zikrediyor, tefekkür ediyorsa bu kişi şimşek hızıyla rabbine yaklaşıyor demektir.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz; “kul ile Allah arasında nurdan ve zulmetten olmak üzere bin perde vardır. Her bir perdenin arası bin senelik yoldur”[1] buyurur. Bir kulun bin sene ömrü olsa çabasıyla, gayretiyle bir perdeyi geçebilir. Bin perdeyi ve her birinin arası bin senelik yolu geçmek için şimşek hızına, aşka, muhabbete ihtiyaç vardır. Onu şimşek hızıyla götürecek bir muhabbete ihtiyaç vardır.

Eğer kul rabbini sevdiyse, ona kavuşmayı, hem de iradesiz bir şekilde kavuşmayı diliyor demektir. Kişinin “ben rabbime kavuşmayı istiyorum, onu diliyorum” demesi gerekmez; çünkü bu dileme onda iradesiz bir şekilde vardır zaten.

Kul, Allah’ı ister, Allah’a vasıl olabilmek için, ona kavuşmak için engel tanımaz. Allah neyi emretmişse kul da bütün çabasını, gayretini ortaya koyup onu yapar ve “benim mutlaka rabbime kavuşmam gerekir” der. Eğer kul bu aşkı, muhabbeti, imanı tadar ve yaşarsa o kul rabbini ister, ona kavuşmayı, ulaşmayı diler ve hızla yol alır. Allah perdeleri o kul için birer birer aralar; ama o koştuğu için, uçtuğu içindir. Onun o feryadı, aşkı, o muhabbeti onu şimşek hızıyla rabbine yaklaştırır.

Mesele aşk meselesi, iman meselesiymiş. Onun için söylüyoruz; “yolumuzun başı da aşktır, sonu da aşktır.” Başlarken bir aşk ile başlar ve sonuçta aşkta kaybolur, aşk olur, muhabbet olur; yani iman oluruz. Allah’ın güzelliği, esmanın güzelliği tecelli eder ve o en güzel ahlaka sahip oluruz, Allah’a halife olur, ayna oluruz, Allah’ın güzelliği üzerimizde görünür. Artık ortada kâmil manada bir kul, bir âbd, bir âşık vardır. Sadece maşukuyla var olan, maşukuyla hayat bulan, gerçek hayatı bulan, vehmi olan benliğini, hayatını verip hakiki varlığı alan bir âbd ve âşık vardır.

 


[1] Müslim, iman, 293

Yorumlar
Yorum Yok
Yorum Yaz
Şimdi Gönder
Bize Ulaşın
Hakkımızda
Diyar tv

iletisim@soruvesorunlar.com

0312 336 70 48

Unutmayın;

"Cevabı olmayan hiçbir soru yoktur"

Muhammed Hüseyin (R.A)

Bu proje bir

soruvesorunlar.com 2015